Article 19

09/11/2025 | Press release | Distributed by Public on 09/11/2025 09:29

Türkiye: Sosyal Medya Mecraları ve Mesajlaşma Hizmetlerinde Bant Daraltma Uygulamasına Son Vermelidir

​​Türkiye, özellikle siyasi ve toplumsal açıdan kritik dönemlerde sosyal medya mecraları ile çevrim içi mesajlaşma hizmetlerine yönelik bant daraltma uygulamalarına başvurmaktadır. Aşağıda imzası bulunan insan hakları ve medya özgürlüğü kuruluşları kamuoyunun bilgiye erişimini engelleyen ve demokratik katılımı zedeleyen bu uygulamaları kınamakta; Türkiye'yi uluslararası insan hakları hukuku kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmeye davet etmektedir.

7 Eylül günü saat 23:45 itibarıylaİstanbul'da, X, Instagram, YouTube, TikTok, Facebook, WhatsApp, Telegram ve Signal'e yaklaşık 21 saatsüreyle bant daraltmauygulandı.

Bant daraltma uygulaması emniyet güçlerinin ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) İstanbul İl Başkanlığı binasını ablukaya aldığı ve bunun üzerine CHP İstanbul Gençlik Kolları'nın 7 Eylül saat 23.00'te parti binası önünde toplanma çağrısı yaptığı sırada başladı. Bu çağrı, partinin il yönetiminin bir ara kararlatedbiren askıya alınıp yerine kayyum atanmasını protesto niteliğindeydi. Kimi hukukçular bu kararın, kararı veren mahkemenin yetkisini aştığı kanısındadır. 11 Eylül'de Ankara'daki bir mahkeme, partinin İstanbul il kongresinin iptaline ilişkin davayı esastan reddetti.

Bant daraltma uygulaması, barışçıl toplanma hakkına müdahaleler ve gelişmeleri kamuoyuna aktaran medya kuruluşlarına yönelik artan baskılarla eş zamanlı olarak gerçekleştirilmiştir. 8 Eylül tarihinde emniyet güçleri, mahkemece atanan kayyum ile birlikte CHP İstanbul İl Başkanlığı binasına zorla girmiş; polis, bina içinde ve çevresinde bulunan göstericilere, gazetecilere, parti üyelerine ve çalışanlara karşı biber gazı kullanmıştır. Olaylar sırasında en az on kişinin kelepçelenerek gözaltına alındığı belirtilmektedir. İstanbul Valiliği 7 Eylül saat 20:00'den 11 Eylül'e dek altı ilçede tüm toplu etkinlikleri yasaklamış; Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı, X mecrası üzerinden yaptığı açıklamada'toplumsal barışa ve kamu güvenliğine zarar verecek' şekilde yayın yapan kuruluşların idari para cezası, yayın durdurma ve nihayetinde lisans iptali yaptırımlarıyla karşı karşıya kalacağını sert bir dille belirtmiştir. Son aylarda TELE1, Halk TV ve SZC TV gibi bağımsız yayın kuruluşlarının yayın yasaklarınamaruz kalmış olması bu tehditlerin yarattığı baskıyı artırmaktadır.

11 Eylül itibarıyla, henüz bant daraltma uygulamasına ilişkin resmi bir açıklama yapılmamıştır. 5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 60/10. maddesi uyarınca Cumhurbaşkanlığı, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ulusal güvenlik, kamu düzeni veya Anayasa'nın 22. maddesinde sayılan diğer gerekçelere dayanarak mahkeme kararı olmaksızın Bilgi ve İletişim Teknolojileri Kurumu'na (BTK) iletişimi kısıtlama talimatı verebilmektedir. Yasaya göre bu idari kararlar 24 saat içinde ilgili Sulh Ceza Hakimi'nin onayına sunulur, hakim kararını 48 saat içinde açıklar. Bu, mahkeme kararı olmadan iletişimin 72 saate kadar kesilebileceği anlamına gelmektedir. 60/10. madde, Ağustos 2016'da Olağanüstü Hal Kararnamesi ile Elektronik Haberleşme Kanunu'na eklenmiş ve aynı yılın Kasım ayında aynen kabul edilerek kanunlaşmıştır.

Türkiye, kamusal önem taşıyan olaylar sırasında sosyal medya mecraları ve mesajlaşma hizmetlerine erişimi engellemede alenen bilinenbir kısıtlama geçmişine sahiptir. Örneğin, Şubat 2023'teki depremlerde arama kurtarma faaliyetleri kapsamında kullanılması nedeniyle hayati öneme sahip olan Twitter'a erişim yaklaşık 12 saat süreyle engellenmiştir. Yine Kasım 2022'de gerçekleşen bir bombalı saldırının ardından Instagram, YouTube, Facebook ve Twitter'a bant daraltması uygulanmıştır.

7-8 Eylül tarihlerinde gerçekleşen bant daraltma uygulaması, son aylarda gerçekleşen ikinci benzer uygulamadır. CHP'nin 2028 Cumhurbaşkanı adayı ve tutuklanarak yerine kayyum atanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Mart 2025'te gözaltına alındığında İstanbul'da X, TikTok, YouTube, Instagram ve Telegram'a erişim 42 saat boyunca kısıtlanmıştı. Eylül'de bu listeye Signal ve ülkede en yaygın kullanılanmobil uygulama olan WhatsApp da dahil edildi. VPN'ler aracılığıyla bant daraltmasına maruz kalan mecra ve mesajlaşma hizmetlerine erişmek ise Türkiye'de güvenilir bir alternatif teşkil etmemektedir; zira pek çok VPN hizmeti sunan uygulama da ülkede erişime engellidir.

Elektronik Haberleşme Kanunu kapsamındaki bant daraltma uygulamaları genellikle hiçbir resmi açıklama yapılmadan başlayıp sona ermektedir. Bu uygulamalar toplumu belirsizlik içinde bırakmakta, gazetecilerin toplumsal ve siyasi açıdan önemli gelişmeleri haberleştirme kabiliyetini sınırlamakta, ve açık ve özgür iletişimin en gerekli olduğu dönemlerde siyasi muhalefetin sesini kısmaktadır.

Türkiye'nin bant daraltma uygulamaları uluslararası insan hakları hukukunu açıkça ihlal etmektedir. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) tarafından vurgulandığıüzere, 'insan hakları üzerinde ayrım gözetmeyen ve orantısız etkileri nedeniyle, devletler internetin tamamen kapatılmasından kaçınmalıdır'. Belirli mecralara erişimin engellenmesi de dahil olmak üzere ifade özgürlüğüne getirilen her türlü kısıtlama açık bir yasa hükmüne dayanmalı, meşru bir amaca ulaşmak için gerekli olmalı ve bu meşru amaç ile orantılı olarak uygulanmalıdır. OHCHR'ye göre, hedefli kapatmalar da dahil olmak üzere her türlü internet erişimi kısıtlaması, uygulamanın başlamasından önce mahkeme veya diğer bir bağımsız yargı organının iznine tabi olmalı; hizmet sağlayıcılara kapsam ve süreyi içeren bir yasal açıklama ile önceden bildirilmelidir. Bunun yanı sıra, kısıtlamalardan hakları etkilenen kişilere etkili telafi mekanizmaları sağlanmalıdır. Türkiye bu yükümlülükleri tekrarlayan bir biçimde ihlal etmekte, siyasi açıdan hassas dönemlerde toplumun bilgiye erişimini engelleyecek ve kendi eylemlerinin denetlenmesini sınırlayacak şekilde davranmaktadır.

Aşağıda imzası bulunan kuruluşlar, Türkiye'yi sosyal medya mecraları ve çevrim içi mesajlaşma hizmetlerini kısıtlamaktan kaçınmaya çağırmaktadır. Türkiye, muhalif seslere ve medyaya yönelik baskılarını durdurmalı ve uluslararası insan hakları yükümlülüklerini yerine getirmelidir.

İmzalayanlar:

ARTICLE 19

ARTICOLO 21

Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF)

Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ)

Danimarka PEN

EuroMed Rights Network

​​Güney Doğu Avrupa Medya Örgütü (SEEMO)

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW)

İşkence Karşıtı Dünya Koalisyonu (OMCT), İnsan Hakları Savunucularının Korunması için Gözlemevi çerçevesinde

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA)

Punto24 Bağımsız Gazetecilik Derneği (P24)

Sivil Alan Araştırmaları Derneği (CSSA)

Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI)

Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH), İnsan Hakları savunucularının Korunması için Gözlemevi çerçevesinde

Uluslararası PEN

Article 19 published this content on September 11, 2025, and is solely responsible for the information contained herein. Distributed via Public Technologies (PUBT), unedited and unaltered, on September 11, 2025 at 15:29 UTC. If you believe the information included in the content is inaccurate or outdated and requires editing or removal, please contact us at [email protected]